SÖZCÜKTE ANLAM
Sözcükte anlam, KPSS Türkçe testinin temelidir. Cümle anlamı ve paragraf sorularını doğru çözebilmek için bu konunun iyi anlaşılması şarttır. Bu rehberde, konuyu tüm detayları, püf noktaları ve interaktif sorularıyla ele alacağız.
1. SÖZCÜĞÜN ANLAM ÖZELLİKLERİ
Sözcükler, kullanıldıkları cümleye (bağlama) göre farklı anlam özellikleri kazanırlar.
A. Gerçek (Temel) Anlam
Bir sözcüğün akla gelen ilk anlamına, sözlükteki ilk tanımına denir. Sözcüğün herkes tarafından bilinen, en yaygın anlamıdır.
- Çantasının ne kadar ağır olduğunu fark etti. (Kütle)
- Dün gece hava oldukça soğuktu. (Isısı düşük)
- Kuşun kanadı kırılmıştı. (Uçma organı)
B. Mecaz Anlam
Bir sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni anlama denir. Mecaz anlam genellikle soyut bir ifade taşır ve ilgi veya benzetme sonucu ortaya çıkar.
- Bize çok soğuk davrandı. (Mesafeli, ilgisiz)
- Onun sözleri bana çok ağır geldi. (Kırıcı, incitici)
- Bu sınavı kazanamazsam yandım. (Zor duruma düşmek)
C. Terimsel Anlam
Bir sözcüğün bilim, sanat, spor, meslek dalı veya belirli bir alana özgü, o alanda özel bir kavramı karşılayan anlamına denir.
- Oyunun ikinci perdesi başladı. (Tiyatro)
- Şiirde kafiye ve redif uyumu önemlidir. (Edebiyat)
- Hakem ofsayt kararı verdi. (Futbol)
Soru 1: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "kuru" sözcüğü mecaz anlamda kullanılmıştır?
Soru 2: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamlı bir sözcük kullanılmamıştır?
2. SÖZCÜKTE ANLAM OLAYLARI (DEĞİŞMECELER)
Anlatımı daha etkili kılmak, söze güzellik katmak veya anlamı güçlendirmek amacıyla başvurulan dilsel yöntemlerdir.
A. Benzetme (Teşbih)
Aralarında ilgi bulunan iki unsurdan nitelikçe zayıf olanın güçlü olana benzetilmesidir. Genellikle "gibi, kadar, sanki, misali" edatları kullanılır.
B. Eğretileme (İstiare)
Benzetmenin temel unsurlarından (benzeyen veya kendisine benzetilen) sadece birinin kullanılmasıyla yapılan benzetmedir.
Örnek (Kapalı İstiare - Sadece Benzeyen kullanılır): Ağaçlar hüzünle yapraklarını döküyordu. (Ağaçlar insana benzetilmiş, hüzünlenme özelliği verilmiş ancak "insan" söylenmemiş.)
C. Kişileştirme (Teşhis)
İnsan dışındaki varlıklara insana ait özelliklerin (düşünme, konuşma, üzülme vb.) aktarılmasıdır.
D. Kinaye (Değinmece)
Bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanılmasıdır. Ancak asıl kastedilen mecaz anlamdır.
E. Mecazımürsel (Ad Aktarması)
Bir sözün benzetme amacı güdülmeksizin, başka bir söz yerine kullanılmasıdır. Parça-bütün, iç-dış, sanatçı-eser, yer-insan gibi ilişkilerle yapılır.
- Sobayı yaktın mı? (Soba değil, içindeki yakacak kastedilir - İç/Dış.)
- Bütün sınıf pikniğe gitti. (Sınıf değil, öğrenciler kastedilir - Yer/İnsan.)
- Toplantıya ünlü kalemler de katıldı. (Kalem değil, yazarlar kastedilir - Araç/Sanatçı.)
F. Dokundurma (Tariz)
Söylenen sözün tam tersini kastetmektir. Genellikle alay etme, iğneleme amacı taşır. İroni olarak da bilinir.
G. Mübalağa (Abartma)
Bir durumu, olayı veya varlığı olduğundan çok daha büyük veya çok daha küçük göstermektir.
H. Dolaylama
Tek bir sözcükle anlatılabilecek bir kavramı, birden fazla sözcükle anlatmaktır. Yaygınlaşmış ifadelerdir.
I. Güzel Adlandırma
Söylendiğinde insanda korku, tiksinti veya üzüntü uyandırabilecek kavramların daha yumuşak ifadelerle anlatılmasıdır. Dolaylamanın bir alt türü olarak düşünülebilir.
Soru 3: "Yahya Kemal'i okumadan Türk şiirini anlayamazsınız."
Bu cümlede görülen anlam olayı aşağıdakilerden hangisidir?
Soru 4: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yay ayraç içinde verilen anlam olayı yoktur?
3. SÖZCÜKLER ARASI ANLAM İLİŞKİLERİ
A. Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcükler
Yazılışları ve okunuşları farklı olmasına rağmen anlamları aynı olan sözcüklerdir.
B. Yakın Anlamlı Sözcükler
Eş anlamlı gibi görünseler de aralarında küçük anlam farkları bulunan, birbirinin yerini tam olarak tutmayan sözcüklerdir.
C. Karşıt (Zıt) Anlamlı Sözcükler
Anlamca birbirinin tam tersi olan kavramları karşılayan sözcüklerdir.
D. Eş Sesli (Sesteş) Sözcükler
Yazılışları ve okunuşları aynı olduğu halde anlamları tamamen farklı olan sözcüklerdir. Aralarında anlam bağı bulunmaz.
E. Somut - Soyut Anlamlı Sözcükler
- Somut Anlam: Beş duyu organımızdan en az biriyle algılayabildiğimiz varlıkları karşılayan sözcüklerdir. (Masa, Rüzgâr (dokunma), Ses (işitme), Koku (koklama), Sıcak (dokunma))
- Soyut Anlam: Beş duyu organımızla algılayamadığımız, zihnimizle kavradığımız kavramları karşılayan sözcüklerdir. (Sevgi, Akıl, Rüya, Mutluluk, Cesaret)
F. Nitel - Nicel Anlamlı Sözcükler
- Nicel Anlam: Varlıkların sayılabilen, ölçülebilen, azalıp çoğalabilen özelliklerini belirten sözcüklerdir. (Ağır çanta, Yüksek bina, Çok para)
- Nitel Anlam: Varlıkların nasıl olduğunu, özelliklerini belirten; sayılamayan ve ölçülemeyen sözcüklerdir. (Güzel manzara, Lezzetli yemek, İyi insan)
G. Genel - Özel Anlamlı Sözcükler
- Genel Anlam: Kapsamı geniş olan, türün tamamını veya büyük bir kısmını karşılayan sözcüklerdir.
- Özel Anlam: Kapsamı dar olan, türün tek bir veya birkaç örneğini karşılayan sözcüklerdir.
H. Yansıma Sözcükler
Doğadaki seslerin taklit edilmesiyle oluşan sözcüklerdir.
Soru 5: Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi nicel anlamlıdır?
Soru 6: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zıt anlamlı sözcükler bir arada kullanılmamıştır?
4. KALIPLAŞMIŞ SÖZ ÖBEKLERİ
A. İkilemeler
Anlatımı güçlendirmek amacıyla iki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan söz öbekleridir. Farklı yollarla oluşturulabilirler:
- Aynı sözcüğün tekrarıyla: ağır ağır, yavaş yavaş.
- Eş/Yakın anlamlı sözcüklerle: akıllı uslu, doğru dürüst.
- Zıt anlamlı sözcüklerle: aşağı yukarı, ileri geri, er geç.
- Biri anlamlı diğeri anlamsız sözcüklerle: eski püskü, eğri büğrü.
- İkisi de anlamsız sözcüklerle: abur cubur, ıvır zıvır.
- Yansıma sözcüklerle: şırıl şırıl, fokur fokur.
B. Pekiştirmeler
Sözcüğün anlamını kuvvetlendirmek için yapılan eklemelerdir. Genellikle "m, p, r, s" ünsüzleri kullanılarak yapılır.
C. Deyimler
Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış (mecaz), en az iki sözcükten oluşan, kalıplaşmış söz öbekleridir. Bir durumu veya kavramı etkili bir şekilde anlatmak için kullanılırlar.
D. Atasözleri
Uzun deneyimler ve gözlemler sonucu oluşmuş, öğüt verici, yol gösterici, kalıplaşmış ve anonim (söyleyeni belli olmayan) sözlerdir.
5. KALIPLAŞMAMIŞ SÖZ ÖBEKLERİ
Deyimler, atasözleri gibi kalıplaşmış yapıların dışında kalan, cümlenin anlam bütünlüğü içinde yer alan, yazarın veya konuşmacının o an oluşturduğu özgün söz gruplarıdır. KPSS'de genellikle "altı çizili sözün cümleye kattığı anlam" soruları bu tür öbeklerin anlamını çözmeyi gerektirir.
Soru 7: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme, kuruluş şekli bakımından diğerlerinden farklıdır?
Soru 8: Aşağıdakilerden hangisi "beklenmedik bir durum karşısında telaşlanmak, şaşkınlıktan ne yapacağını bilememek" anlamına gelen bir deyimdir?
SÖZCÜKTE ANLAM
Sözcükte anlam, KPSS Türkçe testinin temelidir. Cümle anlamı ve paragraf sorularını doğru çözebilmek için bu konunun iyi anlaşılması şarttır. Bu rehberde, konuyu tüm detayları, püf noktaları ve interaktif sorularıyla ele alacağız.
1. SÖZCÜĞÜN ANLAM ÖZELLİKLERİ
Sözcükler, kullanıldıkları cümleye (bağlama) göre farklı anlam özellikleri kazanırlar.
A. Gerçek (Temel) Anlam
Bir sözcüğün akla gelen ilk anlamına, sözlükteki ilk tanımına denir. Sözcüğün herkes tarafından bilinen, en yaygın anlamıdır.
- Çantasının ne kadar ağır olduğunu fark etti. (Kütle)
- Dün gece hava oldukça soğuktu. (Isısı düşük)
- Kuşun kanadı kırılmıştı. (Uçma organı)
B. Mecaz Anlam
Bir sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni anlama denir. Mecaz anlam genellikle soyut bir ifade taşır ve ilgi veya benzetme sonucu ortaya çıkar.
- Bize çok soğuk davrandı. (Mesafeli, ilgisiz)
- Onun sözleri bana çok ağır geldi. (Kırıcı, incitici)
- Bu sınavı kazanamazsam yandım. (Zor duruma düşmek)
C. Terimsel Anlam
Bir sözcüğün bilim, sanat, spor, meslek dalı veya belirli bir alana özgü, o alanda özel bir kavramı karşılayan anlamına denir.
- Oyunun ikinci perdesi başladı. (Tiyatro)
- Şiirde kafiye ve redif uyumu önemlidir. (Edebiyat)
- Hakem ofsayt kararı verdi. (Futbol)
Soru 1: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "kuru" sözcüğü mecaz anlamda kullanılmıştır?
Soru 2: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamlı bir sözcük kullanılmamıştır?
2. SÖZCÜKTE ANLAM OLAYLARI (DEĞİŞMECELER)
Anlatımı daha etkili kılmak, söze güzellik katmak veya anlamı güçlendirmek amacıyla başvurulan dilsel yöntemlerdir.
A. Benzetme (Teşbih)
Aralarında ilgi bulunan iki unsurdan nitelikçe zayıf olanın güçlü olana benzetilmesidir. Genellikle "gibi, kadar, sanki, misali" edatları kullanılır.
B. Eğretileme (İstiare)
Benzetmenin temel unsurlarından (benzeyen veya kendisine benzetilen) sadece birinin kullanılmasıyla yapılan benzetmedir.
Örnek (Kapalı İstiare - Sadece Benzeyen kullanılır): Ağaçlar hüzünle yapraklarını döküyordu. (Ağaçlar insana benzetilmiş, hüzünlenme özelliği verilmiş ancak "insan" söylenmemiş.)
C. Kişileştirme (Teşhis)
İnsan dışındaki varlıklara insana ait özelliklerin (düşünme, konuşma, üzülme vb.) aktarılmasıdır.
D. Kinaye (Değinmece)
Bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanılmasıdır. Ancak asıl kastedilen mecaz anlamdır.
E. Mecazımürsel (Ad Aktarması)
Bir sözün benzetme amacı güdülmeksizin, başka bir söz yerine kullanılmasıdır. Parça-bütün, iç-dış, sanatçı-eser, yer-insan gibi ilişkilerle yapılır.
- Sobayı yaktın mı? (Soba değil, içindeki yakacak kastedilir - İç/Dış.)
- Bütün sınıf pikniğe gitti. (Sınıf değil, öğrenciler kastedilir - Yer/İnsan.)
- Toplantıya ünlü kalemler de katıldı. (Kalem değil, yazarlar kastedilir - Araç/Sanatçı.)
F. Dokundurma (Tariz)
Söylenen sözün tam tersini kastetmektir. Genellikle alay etme, iğneleme amacı taşır. İroni olarak da bilinir.
G. Mübalağa (Abartma)
Bir durumu, olayı veya varlığı olduğundan çok daha büyük veya çok daha küçük göstermektir.
H. Dolaylama
Tek bir sözcükle anlatılabilecek bir kavramı, birden fazla sözcükle anlatmaktır. Yaygınlaşmış ifadelerdir.
I. Güzel Adlandırma
Söylendiğinde insanda korku, tiksinti veya üzüntü uyandırabilecek kavramların daha yumuşak ifadelerle anlatılmasıdır. Dolaylamanın bir alt türü olarak düşünülebilir.
Soru 3: "Yahya Kemal'i okumadan Türk şiirini anlayamazsınız."
Bu cümlede görülen anlam olayı aşağıdakilerden hangisidir?
Soru 4: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yay ayraç içinde verilen anlam olayı yoktur?
3. SÖZCÜKLER ARASI ANLAM İLİŞKİLERİ
A. Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcükler
Yazılışları ve okunuşları farklı olmasına rağmen anlamları aynı olan sözcüklerdir.
B. Yakın Anlamlı Sözcükler
Eş anlamlı gibi görünseler de aralarında küçük anlam farkları bulunan, birbirinin yerini tam olarak tutmayan sözcüklerdir.
C. Karşıt (Zıt) Anlamlı Sözcükler
Anlamca birbirinin tam tersi olan kavramları karşılayan sözcüklerdir.
D. Eş Sesli (Sesteş) Sözcükler
Yazılışları ve okunuşları aynı olduğu halde anlamları tamamen farklı olan sözcüklerdir. Aralarında anlam bağı bulunmaz.
E. Somut - Soyut Anlamlı Sözcükler
- Somut Anlam: Beş duyu organımızdan en az biriyle algılayabildiğimiz varlıkları karşılayan sözcüklerdir. (Masa, Rüzgâr (dokunma), Ses (işitme), Koku (koklama), Sıcak (dokunma))
- Soyut Anlam: Beş duyu organımızla algılayamadığımız, zihnimizle kavradığımız kavramları karşılayan sözcüklerdir. (Sevgi, Akıl, Rüya, Mutluluk, Cesaret)
F. Nitel - Nicel Anlamlı Sözcükler
- Nicel Anlam: Varlıkların sayılabilen, ölçülebilen, azalıp çoğalabilen özelliklerini belirten sözcüklerdir. (Ağır çanta, Yüksek bina, Çok para)
- Nitel Anlam: Varlıkların nasıl olduğunu, özelliklerini belirten; sayılamayan ve ölçülemeyen sözcüklerdir. (Güzel manzara, Lezzetli yemek, İyi insan)
G. Genel - Özel Anlamlı Sözcükler
- Genel Anlam: Kapsamı geniş olan, türün tamamını veya büyük bir kısmını karşılayan sözcüklerdir.
- Özel Anlam: Kapsamı dar olan, türün tek bir veya birkaç örneğini karşılayan sözcüklerdir.
H. Yansıma Sözcükler
Doğadaki seslerin taklit edilmesiyle oluşan sözcüklerdir.
Soru 5: Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi nicel anlamlıdır?
Soru 6: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zıt anlamlı sözcükler bir arada kullanılmamıştır?
4. KALIPLAŞMIŞ SÖZ ÖBEKLERİ
A. İkilemeler
Anlatımı güçlendirmek amacıyla iki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan söz öbekleridir. Farklı yollarla oluşturulabilirler:
- Aynı sözcüğün tekrarıyla: ağır ağır, yavaş yavaş.
- Eş/Yakın anlamlı sözcüklerle: akıllı uslu, doğru dürüst.
- Zıt anlamlı sözcüklerle: aşağı yukarı, ileri geri, er geç.
- Biri anlamlı diğeri anlamsız sözcüklerle: eski püskü, eğri büğrü.
- İkisi de anlamsız sözcüklerle: abur cubur, ıvır zıvır.
- Yansıma sözcüklerle: şırıl şırıl, fokur fokur.
B. Pekiştirmeler
Sözcüğün anlamını kuvvetlendirmek için yapılan eklemelerdir. Genellikle "m, p, r, s" ünsüzleri kullanılarak yapılır.
C. Deyimler
Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış (mecaz), en az iki sözcükten oluşan, kalıplaşmış söz öbekleridir. Bir durumu veya kavramı etkili bir şekilde anlatmak için kullanılırlar.
D. Atasözleri
Uzun deneyimler ve gözlemler sonucu oluşmuş, öğüt verici, yol gösterici, kalıplaşmış ve anonim (söyleyeni belli olmayan) sözlerdir.
5. KALIPLAŞMAMIŞ SÖZ ÖBEKLERİ
Deyimler, atasözleri gibi kalıplaşmış yapıların dışında kalan, cümlenin anlam bütünlüğü içinde yer alan, yazarın veya konuşmacının o an oluşturduğu özgün söz gruplarıdır. KPSS'de genellikle "altı çizili sözün cümleye kattığı anlam" soruları bu tür öbeklerin anlamını çözmeyi gerektirir.
Soru 7: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme, kuruluş şekli bakımından diğerlerinden farklıdır?
Soru 8: Aşağıdakilerden hangisi "beklenmedik bir durum karşısında telaşlanmak, şaşkınlıktan ne yapacağını bilememek" anlamına gelen bir deyimdir?