İçereği Atla
Paragrafta Anlam Test 3

Paragrafta Anlam Test 3

(I) Kentin kıyısındaki eski istasyona sabahları uğrarım; saatlerin tıkırtısı, gecikmiş trenlerin iç çekişi gibi gelir. (II) Yolcular, bilet gişesinin önünde aynı soruyu farklı yüzlerle tekrar eder; cevap, hep “az sonra”dır. (III) Duvardaki afişler parlaktır ama köşeleri kıvrılmıştır; yeninin sözü, eskimin izine sürtünür. (IV) Anonslar, metnin ritmini ayarlar; sessizlik aralarında daha kalın bir şerit gibi uzar. (V) Gözüm, sürekli “varış” panosuna kayar; aklımsa “bekleyiş”in içini yoklar. (VI) Birkaç dakika, kimine göre kayıp; kimine göre nefes toplama yeridir. (VII) Belki de istasyon, ulaşmaktan çok durmayı öğretir; varış, bekleyişin gölgesinde biçim alır.

1. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı hangisi?

Doğru Cevap: B

Parçanın ana fikri, (V), (VI) ve (VII) numaralı kapanış cümlelerinde yoğunlaşır. "Bekleyişin içini yoklamak", "nefes toplama yeri" ve "varış, bekleyişin gölgesinde biçim alır" ifadeleri, beklemeyi pasif bir kayıp değil, varışın anlamını oluşturan aktif ve kurucu bir deneyim olarak tanımlar.
Çeldiriciler: A) "Yönetimsel verimsizlik" metnin konusu değildir; metin felsefi bir deneyime odaklanır. C) Afişlerin kıvrılması (III) sadece bir betimlemedir, "yeniye kapalılık" anlamı çıkarılamaz. D) Sessizliğin "daha kalın bir şerit" olması (IV), onun yok olduğunu değil, daha belirgin hale geldiğini gösterir. E) "Soruların azalması" ile ilgili bir bilgi metinde yoktur.

(I) Bir okuma grubunda, herkes aynı metnin farklı kapılarını yokladı; kimisi girişteki tezle, kimisi dipnotlardaki itirazla oyalanıyordu. (II) Metnin sesi sabit kalsa da kulakların ayarı birbirini tutmadı; kimine sert, kimine yumuşak geldi. (III) Tartışma ilerledikçe anladık ki mesele içerikten çok yaklaşımın merceğinde düğümleniyor. (IV) Birisi sayısal örnekler istedi; diğeri deneyimin ağırlığından söz etti. (V) Sonunda, metnin önerdiği yolu değil; bizim seçtiğimiz şeridi yürüdüğümüz ortaya çıktı. (VI) Aynı haritada, farklı hızlarla dolaşan gezginler gibiydik; varılan yer aynı adla anılsa da duygu değişiyordu. (VII) Okuma, metne değil, çoğu kez okurun kurduğu ayara benziyordu.

2. Parçanın ana düşüncesi hangisine en yakındır?

Doğru Cevap: E

Parçanın ana fikri, (III) "mesele içerikten çok yaklaşımın merceğinde düğümleniyor" ve (VII) "Okuma, metne değil, çoğu kez okurun kurduğu ayara benziyordu" cümlelerinde açıkça belirtilmiştir. E seçeneği bu fikri tam olarak karşılar.
Çeldiriciler: A) "Sayısal örnekler istedi" (IV) ifadesi sadece bir kişinin yaklaşımını gösterir, geneli değil. B) "Sert/yumuşak gelmesi" (II) bir sonuçtur, ana fikir değil. C) Metin, tek anlamın aksine çoklu okumayı (I, VI) savunur. D) İçeriğin önemini yitirdiğinden değil, yaklaşımın onu belirlediğinden bahsedilir.

(I) Şehrin müzesi, “az bilgi çok görme” ilkesini kapıda bildirir; etiketler kısa, salonlar geniştir. (II) Yine de kimi izleyici, boşluğu tedirginlik sayar; hızlıca bir hüküm arar el yordamıyla. (III) Oysa bu düzen, göze değil, zamana yatırım ister; bakışın ritmini değiştirmeyi hedefler. (IV) Bazı eserlerin sırrı, söylenenden çok gösterilmeyende, hatta tutulmuş nefeste saklıdır. (V) Uzun bakan ile hızlı geçen arasında, yalnız süre değil, anlamın kıvamı da farklılaşır. (VI) Müzenin vaadi tek bir “doğru okuma” değil; eğitilmiş bir algı kasıdır. (VII) Bu yüzden sessizlik, metnin yoksunluğu değil; metne ayrılmış odadır.

3. Parçaya göre müzenin değer ölçütü en çok hangisiyle ilişkilidir?

Doğru Cevap: C

Parça, müzenin "zamana yatırım" istediğini (III), "bakışın ritmini değiştirmeyi" hedeflediğini (III), "uzun bakan" ile "hızlı geçen" arasında "anlamın kıvamı"nın farklılaştığını (V) ve vaadinin "eğitilmiş bir algı kası" (VI) olduğunu belirtir. C seçeneği tüm bu kilit noktaları özetler.
Çeldiriciler: A) Metin "etiketler kısa" (I) der. B) Metin "hızlıca bir hüküm arar" (II) diyerek hızlı bakışı eleştirir. D) Metin "tek bir 'doğru okuma' değil" (VI) diyerek çelişir.

(I) Bir editör, taslağımda “sorunun adını eksik koymuşsun” dedi; ardından, terimlerin trafikteki levhalar gibi yön verdiğini anlattı. (II) Levha yerinden oynadığında, kurallara uyan akış bile kazaya sürüklenirmiş meğer. (III) Soruyu yeniden yazdığımda, kaynakların sıralanışı kendiliğinden değişti; bazıları merkezde kaldı, bazıları düştü. (IV) Cevabın gücü, sorunun isabetiyle büyüdü; hızım azalmadı ama yönüm düzeldi. (V) Kısayol cazipti; fakat uzun yanlışların toplamına dönüşme riski taşıyordu. (VI) Gün sonunda anladım: Metin, cevabın eklendiği yer değil; sorunun kurulduğu zemindir. (VII) Bundan sonrası, haritaya bakıp adım atma işidir.

4. Parçadan çıkarılacak en uygun sonuç hangisidir?

Doğru Cevap: A

Parça, (III) "Soruyu yeniden yazdığımda, kaynakların sıralanışı... değişti" ve (IV) "Cevabın gücü, sorunun isabetiyle büyüdü" diyerek sorunun temel belirleyici olduğunu vurgular. (VI) "Metin... sorunun kurulduğu zemindir" ifadesi bu fikri pekiştirir.
Çeldiriciler: B) Metin "terimlerin trafikteki levhalar gibi yön verdiğini" (I) söyleyerek çok önemli olduklarını belirtir. C) "Cevabın gücü, sorunun isabetiyle büyüdü" (IV) diyerek bağımlı olduğunu söyler. E) "Kısayol... uzun yanlışların toplamına dönüşme riski taşıyordu" (V) diyerek çelişir.

(I) Bir sunumda başarı “tamamlanan dosya sayısı” ile ölçülünce ekip kolay dosyalara yöneldi; sayılar yükseldi, kalite düştü. (II) Ölçütün davranışı biçimlendirdiği görüldü; ama davranış, hedeflenen değeri temsil etmedi. (III) İyi ölçüt, sayılabilenle birlikte sayılmayanın gölgesini de hesabına katar; aksi halde ışık, gölgesini yutar. (IV) Bazen en isabetli hamle, ölçütü değil, amacı yeniden yazmaktır. (V) Çünkü “ne ölçüyorsun?” sorusu, “ne yapıyorsun?” sorusunun kardeşidir. (VI) Kardeşlik bozulduğunda rapor konuşur; gerçek susar. (VII) Bundan sonrası, merceğe arada bir göz hizasında bakmaktır.

5. Parçaya göre sürdürülebilir başarı için zorunlu tutum hangisidir?

Doğru Cevap: D

Parça, "ölçüt" ile "hedef/amaç" arasındaki ilişkiyi sorgular. (I) ölçüt (dosya sayısı) ile amaç (kalite) çeliştiğinde başarısızlık olduğunu gösterir. (V) "ne ölçüyorsun?" (ölçüt) ile "ne yapıyorsun?" (amaç) sorularının "kardeş" olduğunu söyler. (D) seçeneği bu "ölçüt-amaç uyumu"nu vurgular.
Çeldiriciler: A) "sayılmayanın gölgesini de hesabına katar" (III) diyerek çelişir. B) "ekip kolay dosyalara yöneldi... kalite düştü" (I) diyerek bu yaklaşımı eleştirir. C) "rapor konuşur; gerçek susar" (VI) diyerek bu tutumu eleştirir.

(I) Bir roman kulübünde aynı karakter, birine bencil birine fedakâr göründü; metin değişmedi, bakış değişti. (II) Anlatıcı, sahnenin ışığını nereye kurduysa orası görünür oldu; gölge, yorumu gizlice çevirdi. (III) O günden beri “anlatıcıya göre” demeden hüküm vermemeye çalışıyorum. (IV) Çünkü kimi gerçek, eylemde değil, kameranın konumundadır. (V) Açı, aynı nesneyi başka yapar; sabit sandığımız etiket kayar. (VI) Okuma, karakterden önce çerçeveyi okumayı ister. (VII) Çerçeve değişince, sahne de değişir.

6. Güvenilir yargının koşulu aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: E

Parça, "anlatıcıya göre" (III), "kameranın konumu" (IV), "açı" (V) ve "çerçeve" (VI) gibi ifadelerle, bir yargıya varırken olayın/metnin nasıl sunulduğunun (anlatıcının konumu) hesaba katılması gerektiğini savunur.
Çeldiriciler: Diğer tüm şıklar, metnin eleştirdiği (V) "sabit sandığımız etiket" veya (VI) "çerçeveyi" dikkate almayan okuma biçimleridir.

(I) Bir hocam, “kanıt sadece ikna etmez; yanılmaktan da kurtarır” derdi; bu yüzden raporlarımda karşı ihtimalleri de yazarım. (II) En sağlam cümleler, kendi zayıf yerlerini işaret eden cümlelerdir; görünür zayıflık, görünmez sızmadan iyidir. (III) Bilginin itibarı, doğrulanabilirlik kadar çürütülebilirliğe açık kalmakla artar. (IV) Çünkü eminlik, sınanmayan bir konfor olabilir; sınama, konforu işe çevirir. (V) Bu yüzden “ya değilse?” sorusu, sonuçların dipnotu değil; giriş kapısıdır. (VI) Şüphe itibarsız değil, denge unsurudur; terazinin dilidir. (VII) Mesele, inanç üretmek değil; sınanabilir bilgi üretmektir.

7. Parçaya göre temel araştırma ilkesi hangisidir?

Doğru Cevap: A

Parçanın ana fikri "karşı ihtimalleri yazmak" (I), "zayıf yerlerini işaret etmek" (II), "çürütülebilirliğe açık kalmak" (III) ve "sınanabilir bilgi üretmek" (VII) üzerine kuruludur. A seçeneği bu ilkeleri özetler.
Çeldiriciler: B, C, D ve E seçenekleri, parçanın savunduğu (IV) "sınama" ve (VI) "şüphe" ilkeleriyle tamamen çelişen, "konforlu" yaklaşımlardır.

(I) Bir projede parlak fikir en çok alkış alınca herkes hızlanmak istedi; oysa alkış, kanıt değildi. (II) Varsayımları yazıp her birine “ya değilse?” sorusunu iliştirdik; prototip, heyecanı makul bir sessizliğe çekti. (III) Fikir kötü değildi ama koşullar daralınca kırılganlaşıyordu; kırılganlık haritası, onay gürültüsünden daha öğreticiydi. (IV) Hız, deneyin yerini aldığında hatanın bedeli büyür; hız, deneyle hizalanınca değer üretir. (V) Bundan sonra, onaydan önce prova; sorgudan önce ölçek kararı dedik. (VI) Ekip, alkışın yerini veriye bırakmayı öğrendi. (VII) Ses azaldı; doğruluk duyulur oldu.

8. Parçaya göre güvenilir yaklaşım hangisidir?

Doğru Cevap: A

Parça, "alkış" (I) ve "heyecan" (II) gibi öznel onayla ilerlemenin risklerini (IV); bunun yerine "varsayımları yazıp" (II) "prototiple" (II) veya "provayla" (V) "sınamanın" önemini vurgular. A seçeneği bu süreci özetler.
Çeldiriciler: B, C, D ve E seçenekleri metnin eleştirdiği ("alkış, kanıt değildi", "Hız, deneyin yerini aldığında... bedeli büyür") yaklaşımlardır.

(I) Bir deneme yazısında en etkili bölüm, söylenmeyenin açtığı boşluktu; gereksiz cümleler atıldıkça kalanlar ağırlaştı. (II) Editör buna “silmenin ahlakı” dedi; okurun zamanını çalmamak, sözcüğe yük bindirmekti. (III) Çokluk ikna etmiyordu; kararlılık, yoğunlukla geliyordu. (IV) Ses azalınca anlam yükseldi; metin, nefes aldı. (V) Bazen en iyi cümle, yazılmamış olanıdır; yazılmış olanı taşır. (VI) Az laf çok iş gibi; çok laf az iş böyle anlaşıldı. (VII) Okur, sözün değil, ağırlığın izini sürdü.

9. Parçada savunulan ilke aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: B

"Gereksiz cümleler atıldıkça kalanlar ağırlaştı" (I), "Çokluk ikna etmiyordu; kararlılık, yoğunlukla geliyordu" (III) ve "Ses azalınca anlam yükseldi" (IV) ifadeleri, (B) seçeneğini ("Gereksizi atarak yoğunluğu yükseltmek") doğrudan destekler.
Çeldiriciler: A) "Çokluk ikna etmiyordu" (III) ile çelişir. C) "söylenmeyenin açtığı boşluktu" (I) ile çelişir. E) "anlam yükseldi" (IV) ile çelişir.

(I) Bir eğitim raporunda başarı, sınav puanlarının artışıyla tanımlandı; sınıflar hızlı ezber tekniklerine yöneldi. (II) Kısa vadede puanlar yükseldi; uzun vadede öğrenme kırılganlaştı. (III) Ölçüt, davranışı değiştirdi; fakat davranış, hedeflenen “derin öğrenme”yi temsil etmedi. (IV) Ölçüt değişmeden amaç yeniden yazılınca, sınıflar okuma–yazma atölyeleri açtı; puan artışı yavaşladı, kalıcılık arttı. (V) Açık hedef, “metni çözmek” değil; “metinle düşünmek” oldu. (VI) Kısa yol, burada uzun yanlış birikimine dönüyordu. (VII) Ölçüt–amaç denklemi yeniden kurulduğunda, tablo anlam kazandı.

10. Parçaya göre en uygun değerlendirme yaklaşımı hangisidir?

Doğru Cevap: B

Parça, yanlış ölçütün (puan) davranışı nasıl olumsuz etkilediğini (II, III) ve amaç değişince (IV, V) sonucun nasıl iyileştiğini anlatır. (VII) "Ölçüt–amaç denklemi yeniden kurulduğunda" ifadesi, (B) seçeneğini ("Ölçütleri amaçla uyumlu hâle getirmek") zorunlu kılar.
Çeldiriciler: A) ve C) metnin eleştirdiği (I) ve (II) numaralı cümlelerdeki yaklaşımdır.

(I) Bir sergide katalog “boşlukla çalışmak” diyordu; salonda ise eserler sıkışık, ışık parlaktı; boşluk kavramı deneyimde görünmüyordu. (II) Metindeki vaat ile uygulamadaki düzen birbirini tekzip ediyordu. (III) Boşluk, kavram olarak var; mekân olarak yoktu. (IV) Kavram, mekânı dinlemedi; mekân, kavramı yıprattı. (V) Ziyaretçi, kulağına söylenenle gözünün gördüğünü birleştirmekte zorlandı. (VI) Bu gerilim, tutarlılık ölçütünün altını çizdi. (VII) Sergi, ilk cümlesinde söz verdiğini girişte unuttu.

11. Parçada eleştirilen temel nokta hangisidir?

Doğru Cevap: C

Parça, (I) "katalog 'boşluk' diyordu; salonda ise... sıkışık" ifadesiyle bir çelişkiyi ortaya koyar. (II) "Metindeki vaat ile uygulamadaki düzen birbirini tekzip ediyordu" ve (VI) "Bu gerilim, tutarlılık ölçütünün altını çizdi" ifadeleri, (C) seçeneğini netleştirir.
Çeldiriciler: B) Üsluptan değil mekân düzeninden bahsedilir. D) Işığın azlığından değil, "parıltısıyla yüzeyleri yutmasından" (IV) bahsedilir, bu da ana fikir değil, tutarsızlığın bir parçasıdır.

(I) Aynı güzergâhı sabah ve akşam yürüdüğümde farklı bir şehir gördüm; vitrinler, gölgeler ve kalabalığın akışı değişti. (II) Harita sabit kalsa da saat, haritanın görünmez katmanı gibi davranıyordu. (III) “Bir daha” dediğimiz şeyin, çoğu kez “bir başka” olduğu anlaşıldı. (IV) Tekrar, sabitliğin değil; ritim farkının diğer adıdır. (V) Artık gezi notlarıma yalnız yer değil, saat de yazıyorum. (VI) Yer, zamana göre başka bir dil konuşuyor; dilin sözlüğü ışık ve gölge. (VII) Turizm broşürleri konumu gösterip zamanı sakladığında, deneyimin yarısı eksik kalıyor.

12. Parçaya göre mekânı doğru okumayı sağlayan anahtar hangisidir?

Doğru Cevap: E

Parça, (I) "sabah ve akşam... farklı bir şehir gördüm", (II) "saat, haritanın görünmez katmanı" ve (VI) "Yer, zamana göre başka bir dil konuşuyor" ifadeleriyle, mekânı (konum) zamandan (bağlam) ayrı düşünmemek gerektiğini vurgular. (VII) cümle de bu fikri destekler.
Çeldiriciler: A) "Saatleri yok sayıp" ifadesi metinle çelişir. B), C) ve D) metinde yer almayan kısıtlamalardır.