Sözcükte Anlam Testi - 6
1. "Yaptığı bu hareketle bardağı taşıran son damla oldu." cümlesindeki anlam olayı hangi seçenekte doğru verilmiştir?
"Bardağı taşıran son damla" ifadesi, bir dizi olumsuz olayın ardından gelen ve sabrı tüketen son olayı anlatan kalıplaşmış bir deyimdir. Sözcükler gerçek anlamlarını yitirerek tamamen mecazi bir anlam kazanmıştır. Bu, somutlaştırma veya ad aktarması gibi tekil bir olaydan çok, ifadenin bütünüyle kalıplaşıp mecazlaşmasıdır.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamlı bir sözcük, kullanıldığı alana özgü anlamının dışına çıkarak genel bir anlam kazanmıştır?
"Kanal" sözcüğü, coğrafya veya teknoloji alanında kullanılan bir terimdir. Ancak bu cümlede, "iletişim yolu, bağ" gibi genel ve mecazi bir anlamda kullanılarak terim anlamının dışına çıkmıştır. Diğer şıklardaki terimler (ofsayt, renk, ana kart, delil) kendi alanlarına özgü anlamlarıyla kullanılmıştır.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "altı çizili" sözcükler arasındaki anlam ilişkisi diğerlerinden farklıdır?
A, B, C ve E şıklarındaki altı çizili sözcük çiftleri arasında eş anlamlılık veya yakın anlamlılık ilişkisi varken, D şıkkında "doğru" ve "eğri" sözcükleri arasında zıt (karşıt) anlamlılık ilişkisi bulunmaktadır.
4. "Güneş, altın mızraklarını ufka saplıyordu." dizesindeki en belirgin söz sanatı aşağıdakilerden hangisidir?
Bu dizede güneşin ışınları (benzeyen) "altın mızraklara" (kendisine benzetilen) benzetilmiştir. Sadece temel ögeler (benzeyen ve kendisine benzetilen) kullanılarak yapılan bu güçlü benzetmeye Teşbih-i Beliğ denir. Güneş'e insan özelliği atfedilerek (mızrak saplamak) kişileştirme ve kapalı istiare yapılmış olsa da en baskın ve şiirsel sanat, temel ögelerle kurulan bu benzetmedir.
5. Aşağıdaki yansıma sözcüklerden hangisi bir eylemi değil, bir nesneyi karşılamak için kullanılmıştır?
Vızıltı, gürültü, mışıl mışıl uyumak, küt küt atmak gibi ifadeler bir süreci veya eylemi niteleyen yansıma sözcüklerdir. "Şangırtı" ise bardağın yere düşmesiyle çıkan sesin adı haline gelmiş, bir nesneleşmiş yansımadır; bir eylemi değil, sesin kendisini ifade eder.
6. "O kadar merhametli ki karıncayı bile incitmez." cümlesi, anlamca olumlu olmasına rağmen yapıca olumsuzdur. Bu durumun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Bir cümlenin yapıca olumlu veya olumsuz olması, yüklemindeki eylemin biçimine bağlıdır. "İncitmez" fiilinde "-mez" olumsuzluk eki bulunduğu için cümle yapıca olumsuzdur. Ancak cümlenin kastettiği anlam, "çok merhametlidir, kimseye zarar vermez" şeklinde olduğu için anlamca olumludur.
7. "Kitap, medeniyetin meşalesidir." cümlesindeki anlam ilişkisi aşağıdakilerden hangisidir?
Bu cümle, "Kitap nedir?" sorusuna cevap vermektedir. Bir kavramın veya varlığın ne olduğunu açıklayan, onun özelliklerini belirten cümlelere tanımlama cümlesi denir.
8. "Soğuk savaş", "kara borsa", "beyaz yaka" gibi ifadeler, anlam genişlemesi yoluyla oluşmuş kalıplaşmamış söz öbekleridir. Bu ifadelerde kelimeler hangi anlam değişimine uğramıştır?
Bu ifadelerdeki "soğuk", "kara", "beyaz" gibi kelimeler; ısı, renk gibi temel anlamlarından sıyrılarak sırasıyla "silahsız yapılan", "yasa dışı", "ofis çalışanı" gibi tamamen mecazi ve sembolik anlamlar kazanmışlardır.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "dolaylı" bir anlatım söz konusudur?
Doğrudan anlatım, bir başkasının sözünü hiç değiştirmeden aktarmaktır (genellikle tırnak içinde verilir). Dolaylı anlatım ise başkasının sözünü kendi cümlelerimizle, anlamını koruyarak aktarmaktır. B şıkkında yazarın sözü ("Son kitabım çok yakında çıkacak.") "-dığını söyledi" ifadesiyle değiştirilerek aktarılmıştır.
10. "Ayakları yere basmamak" deyimi, genellikle sevinç veya heyecan için kullanılırken, "Ayakları yere basmayan projelerle gelmeyin." cümlesinde hangi anlamda kullanılmıştır?
Bu örnek, bir deyimin bağlama göre nasıl farklı bir anlam kazanabileceğini göstermektedir. Normalde sevinçle ilişkilendirilen bu deyim, "projeler" ile birlikte kullanıldığında "gerçeklerden kopuk, hayali, mantık temeli olmayan" anlamını kazanmıştır.
11. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi, genel anlamından sıyrılarak özel bir anlamda kullanılmıştır?
Genel anlam, bir sözcüğün ait olduğu türün tamamını kapsamasıdır. Özel anlam ise o türün sadece belirli bir üyesini veya bir bölümünü ifade etmesidir. A, C, D ve E şıklarında "ağaç, kitap, sanat, insan" sözcükleri türlerinin tamamını kapsayacak şekilde genel anlamda kullanılmıştır. B şıkkında ise "bahçedeki ağaç" denilerek belirli, tek bir ağaç kastedildiği için özel anlamda kullanılmıştır.
12. "Bu kadar hediyeyle gönlümü alacağını mı sanıyorsun?" cümlesindeki altı çizili deyimle anlatılmak istenen asıl duygu nedir?
"Gönlünü almak" deyimi, kırılan veya gücenen birini hoşnut ederek barışmak anlamına gelir. Cümledeki soru ve tonlama, maddi şeylerin manevi kırgınlığı telafi etmeye yetmeyeceğini, kişinin hâlâ kırgın olduğunu ve barışmaya niyetli olmadığını göstermektedir.
Sözcükte Anlam Testi - 6
1. "Yaptığı bu hareketle bardağı taşıran son damla oldu." cümlesindeki anlam olayı hangi seçenekte doğru verilmiştir?
"Bardağı taşıran son damla" ifadesi, bir dizi olumsuz olayın ardından gelen ve sabrı tüketen son olayı anlatan kalıplaşmış bir deyimdir. Sözcükler gerçek anlamlarını yitirerek tamamen mecazi bir anlam kazanmıştır. Bu, somutlaştırma veya ad aktarması gibi tekil bir olaydan çok, ifadenin bütünüyle kalıplaşıp mecazlaşmasıdır.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamlı bir sözcük, kullanıldığı alana özgü anlamının dışına çıkarak genel bir anlam kazanmıştır?
"Kanal" sözcüğü, coğrafya veya teknoloji alanında kullanılan bir terimdir. Ancak bu cümlede, "iletişim yolu, bağ" gibi genel ve mecazi bir anlamda kullanılarak terim anlamının dışına çıkmıştır. Diğer şıklardaki terimler (ofsayt, renk, ana kart, delil) kendi alanlarına özgü anlamlarıyla kullanılmıştır.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "altı çizili" sözcükler arasındaki anlam ilişkisi diğerlerinden farklıdır?
A, B, C ve E şıklarındaki altı çizili sözcük çiftleri arasında eş anlamlılık veya yakın anlamlılık ilişkisi varken, D şıkkında "doğru" ve "eğri" sözcükleri arasında zıt (karşıt) anlamlılık ilişkisi bulunmaktadır.
4. "Güneş, altın mızraklarını ufka saplıyordu." dizesindeki en belirgin söz sanatı aşağıdakilerden hangisidir?
Bu dizede güneşin ışınları (benzeyen) "altın mızraklara" (kendisine benzetilen) benzetilmiştir. Sadece temel ögeler (benzeyen ve kendisine benzetilen) kullanılarak yapılan bu güçlü benzetmeye Teşbih-i Beliğ denir. Güneş'e insan özelliği atfedilerek (mızrak saplamak) kişileştirme ve kapalı istiare yapılmış olsa da en baskın ve şiirsel sanat, temel ögelerle kurulan bu benzetmedir.
5. Aşağıdaki yansıma sözcüklerden hangisi bir eylemi değil, bir nesneyi karşılamak için kullanılmıştır?
Vızıltı, gürültü, mışıl mışıl uyumak, küt küt atmak gibi ifadeler bir süreci veya eylemi niteleyen yansıma sözcüklerdir. "Şangırtı" ise bardağın yere düşmesiyle çıkan sesin adı haline gelmiş, bir nesneleşmiş yansımadır; bir eylemi değil, sesin kendisini ifade eder.
6. "O kadar merhametli ki karıncayı bile incitmez." cümlesi, anlamca olumlu olmasına rağmen yapıca olumsuzdur. Bu durumun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Bir cümlenin yapıca olumlu veya olumsuz olması, yüklemindeki eylemin biçimine bağlıdır. "İncitmez" fiilinde "-mez" olumsuzluk eki bulunduğu için cümle yapıca olumsuzdur. Ancak cümlenin kastettiği anlam, "çok merhametlidir, kimseye zarar vermez" şeklinde olduğu için anlamca olumludur.
7. "Kitap, medeniyetin meşalesidir." cümlesindeki anlam ilişkisi aşağıdakilerden hangisidir?
Bu cümle, "Kitap nedir?" sorusuna cevap vermektedir. Bir kavramın veya varlığın ne olduğunu açıklayan, onun özelliklerini belirten cümlelere tanımlama cümlesi denir.
8. "Soğuk savaş", "kara borsa", "beyaz yaka" gibi ifadeler, anlam genişlemesi yoluyla oluşmuş kalıplaşmamış söz öbekleridir. Bu ifadelerde kelimeler hangi anlam değişimine uğramıştır?
Bu ifadelerdeki "soğuk", "kara", "beyaz" gibi kelimeler; ısı, renk gibi temel anlamlarından sıyrılarak sırasıyla "silahsız yapılan", "yasa dışı", "ofis çalışanı" gibi tamamen mecazi ve sembolik anlamlar kazanmışlardır.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "dolaylı" bir anlatım söz konusudur?
Doğrudan anlatım, bir başkasının sözünü hiç değiştirmeden aktarmaktır (genellikle tırnak içinde verilir). Dolaylı anlatım ise başkasının sözünü kendi cümlelerimizle, anlamını koruyarak aktarmaktır. B şıkkında yazarın sözü ("Son kitabım çok yakında çıkacak.") "-dığını söyledi" ifadesiyle değiştirilerek aktarılmıştır.
10. "Ayakları yere basmamak" deyimi, genellikle sevinç veya heyecan için kullanılırken, "Ayakları yere basmayan projelerle gelmeyin." cümlesinde hangi anlamda kullanılmıştır?
Bu örnek, bir deyimin bağlama göre nasıl farklı bir anlam kazanabileceğini göstermektedir. Normalde sevinçle ilişkilendirilen bu deyim, "projeler" ile birlikte kullanıldığında "gerçeklerden kopuk, hayali, mantık temeli olmayan" anlamını kazanmıştır.
11. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi, genel anlamından sıyrılarak özel bir anlamda kullanılmıştır?
Genel anlam, bir sözcüğün ait olduğu türün tamamını kapsamasıdır. Özel anlam ise o türün sadece belirli bir üyesini veya bir bölümünü ifade etmesidir. A, C, D ve E şıklarında "ağaç, kitap, sanat, insan" sözcükleri türlerinin tamamını kapsayacak şekilde genel anlamda kullanılmıştır. B şıkkında ise "bahçedeki ağaç" denilerek belirli, tek bir ağaç kastedildiği için özel anlamda kullanılmıştır.
12. "Bu kadar hediyeyle gönlümü alacağını mı sanıyorsun?" cümlesindeki altı çizili deyimle anlatılmak istenen asıl duygu nedir?
"Gönlünü almak" deyimi, kırılan veya gücenen birini hoşnut ederek barışmak anlamına gelir. Cümledeki soru ve tonlama, maddi şeylerin manevi kırgınlığı telafi etmeye yetmeyeceğini, kişinin hâlâ kırgın olduğunu ve barışmaya niyetli olmadığını göstermektedir.