İçereği Atla
Cümlede Anlam Testi - 3 (İleri Seviye)

Cümlede Anlam Testi - 3

1. "Sanatçının, okurun duygusal zekâsına hitap eden imgelerle süslü dili, onun en bilindik konuları bile daha önce hiç duyulmamış bir melodiyle sunmasını sağlıyor." cümlesinden hareketle, sanatçının üslubuyla ilgili aşağıdakilerden hangisi kesin olarak söylenebilir?

Doğru Cevap: C
Cümlede "en bilindik konuları bile daha önce hiç duyulmamış bir melodiyle sunması" ifadesi, sanatçının bilinen şeyleri farklı ve orijinal bir şekilde anlattığını vurgular. Bu durum, sanatçının "özgün" bir üsluba sahip olduğunu gösterir. Diğer şıklar bu cümleden çıkarılamaz.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, gerçekleşmemiş bir durumun sonucu üzerine kurulan bir "hayıflanma" anlamı vardır?

Doğru Cevap: C
Hayıflanma, geçmişte yapılmamış veya kaçırılmış bir fırsattan dolayı duyulan üzüntüdür. Pişmanlık ise yapılmış bir eylemden duyulan üzüntüdür. C şıkkında, "yapılmamış" bir eylem olan "yabancı dil öğrenmemek" ve bunun olumsuz sonucu olan "iş fırsatını kaçırmak" üzerine bir üzüntü vardır. A ve B şıklarında pişmanlık, E şıkkında sitem vardır.

3. "Şairin dizeleri, sözcüklerin alışılmış anlam bağlamlarından koparılarak onlara yeni bir ruh üflenmesiyle oluşmuş." cümlesi, şairin dili kullanma biçimiyle ilgili hangi kavramı öne çıkarmaktadır?

Doğru Cevap: D
Bağdaştırma, sözcüklerin anlamca birbiriyle uyumlu ve bir araya gelebilir olmasıdır. "Alışılmış bağlamlarından koparmak" ve "yeni bir ruh üflemek", şairin "alışılmamış bağdaştırmalar" (örneğin; "kadife ses", "keskin koku") yarattığını, yani normalde bir araya gelmeyen kelimeleri sanatsal bir amaçla birleştirdiğini ifade eder. Bu, üslubun önemli bir parçasıdır.

4. "Diyelim ki yarınki maçı kazandık; bu durum şampiyonluk için bize yetecek mi?" cümlesinde ağır basan anlam özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: C
Varsayım, gerçekleşip gerçekleşmediği belli olmayan bir olayı, bir an için gerçekleşmiş gibi kabul ederek üzerine akıl yürütmektir. Cümle, "Diyelim ki...", "Farz et ki..." gibi ifadelerle başlar. Bu cümlede de maçın kazanıldığı varsayılarak bunun sonuçları üzerine düşünülmektedir.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisi, "Bir eserin değeri, zamana karşı ne kadar direndiğiyle ölçülür." cümlesiyle anlamca çelişir?

Doğru Cevap: C
Öncül cümle, bir eserin değerinin "kalıcılık" ile ölçüldüğünü savunur. C şıkkı ise eserin değerini "yayımlandığı dönemdeki popülerliği" ile ölçerek bu düşünceyle taban tabana zıt bir fikir ortaya koyar. Bir eserin kendi döneminde popüler olması, kalıcı olacağı anlamına gelmez.

6. "Şehrin en işlek caddesinde meydana gelen kaza, çevredeki dükkânların güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilmiş." cümlesi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Doğru Cevap: C
Değerlendirme, bir konu hakkında olumlu ya da olumsuz kişisel bir yorum veya yargı belirtmektir ("Bu film çok güzeldi."). Verilen cümle ise olan bir durumu tespit edip aktaran bir "saptama" cümlesidir. Kişisel bir yorum içermediği için nesneldir ve bir değerlendirme değildir.

7. "Bu kadar dağınık bir odada aradığını bulman, samanlıkta iğne aramaktan farksız değil." cümlesinde, konuşmacının durumu anlatmak için başvurduğu temel yöntem aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: D
Cümlede, "dağınık odada bir şey aramak" eylemi ile "samanlıkta iğne aramak" eylemi "zorluk" ve "imkansızlık" yönünden birbiriyle karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma, durumun ne kadar zor olduğunu vurgulamak için yapılmıştır.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç (yer tamlayıcısı) vurgulanmıştır?

Doğru Cevap: C
Fiil cümlelerinde vurgu, genellikle yüklemden bir önceki ögededir. C şıkkında yüklem "rastlamış" fiilidir. Yükleme sorulan "Nerede rastlamış?" sorusunun cevabı olan "dün parkta" ifadesi bir zarf tümleci ve "parkta" bir dolaylı tümleçtir. Ancak cümlenin yapısı gereği "parkta" sözcüğü yükleme en yakın ögedir ve dolaylı tümleçtir. Bu nedenle vurgu dolaylı tümleçtedir.

9. "Yazar, son eserinde Anadolu'nun unutulmuş bir köyündeki insanların acılarını, sevinçlerini ve umutlarını, onların kendi ağızlarından çıkan saf ve dokunaklı ifadelerle anlatmış." cümlesi, eserin hangi iki yönü hakkında bilgi vermektedir?

Doğru Cevap: A
Cümlenin ilk kısmı ("Anadolu'nun unutulmuş bir köyündeki insanların acılarını, sevinçlerini ve umutlarını") eserde ne anlatıldığını, yani "içeriği" belirtir. İkinci kısım ise ("onların kendi ağızlarından çıkan saf ve dokunaklı ifadelerle") eserin nasıl anlatıldığını, yani yazarın "üslubunu" (biçemini) ifade eder.

10. "Şirketin son üç aydaki satış rakamları incelendiğinde, yeni pazarlama stratejisinin bir önceki döneme kıyasla %15 daha başarılı olduğu görüldü." cümlesi aşağıdakilerden hangisine örnektir?

Doğru Cevap: E
Cümle, somut verilere ("satış rakamları") dayanarak yeni bir sonuca ("%15 daha başarılı olduğu") ulaşmaktadır. Verilerden sonuca ulaşma eylemine "çıkarım" denir. Bu çıkarım, kişisel görüşe değil, kanıtlanabilir rakamlara dayandığı için "nesnel" bir nitelik taşır.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisi yapıca olumsuz, anlamca olumlu bir cümledir?

Doğru Cevap: D
Yapıca olumsuzluk, yüklemde "-me, -mez, -sız, yok, değil" gibi ek veya sözcüklerin bulunmasıdır. Anlamca olumluluk ise cümlenin ilettiği mesajın olumlu olmasıdır. D şıkkında yüklemler ("aradı", "gönderdi") yapıca olumludur, ancak "ne... ne..." bağlacı cümleye "aramadı ve mesaj göndermedi" şeklinde olumsuz bir anlam katar. Bu, yapıca olumlu, anlamca olumsuz bir cümledir. Tam tersini arıyoruz. A şıkkına bakalım: "etmeyecek değilim" ifadesi yapıca iki olumsuzluk içerir ve bu da onu yapıca olumlu yapar (kabul ederim). E şıkkı da aynı şekilde "yok değil" -> "var" demektir, yapıca olumlu anlamca olumludur. B ve C şıkları ise yapıca olumlu anlamca olumsuzdur. Doğrusu: A şıkkı, "etmeyecek değilim" -> "ederim" demektir. Yükleminde olumsuzluk ifadesi ("değil") olduğu için yapıca olumsuz, anlamı "kabul ederim" olduğu için anlamca olumludur.

12. "Tarihi roman, ______ okuru sıkmamalı, ______ gerçeklerden kopmamalıdır." cümlesindeki boşluklara, cümlenin anlam bütünlüğünü en iyi sağlayacak şekilde sırasıyla hangi bağlaçlar getirilmelidir?

Doğru Cevap: C
Cümlede, tarihi romanın iki zıt dengeyi (sıkıcılık ve gerçeklikten kopma) aynı anda sağlaması gerektiği anlatılmaktadır. "Bir yandan ... bir yandan da ..." bağlacı, bu iki farklı ama eş zamanlı olarak dikkat edilmesi gereken durumu en iyi şekilde ifade eder. "Ne ... ne de ..." bağlacı kullanılırsa cümlenin yüklemi olumlu olmalıydı ("ne sıkmalı ne de kopmalıdır"), bu yüzden uygun değildir.