İçereği Atla
Paragrafta Anlam Testi - 7

Paragrafta Anlam Testi - 7

Bilgiye erişimin bu denli kolaylaştığı bir çağda, asıl mesele bilgiye sahip olmak değil, o bilgiyle ne yapacağını bilmektir. İnternet, parmaklarımızın ucuna devasa bir kütüphane sermiştir ancak bu kütüphanede doğru kitabı, doğru bilgiyi bulmak ve onu eleştirel bir süzgeçten geçirerek anlamlı bir bütün haline getirmek ayrı bir ustalık gerektirir. Ham veriyi ezberlemek yerine, veriler arasında bağlantılar kurabilen, sentez yapabilen ve o bilgiyi yeni bir sorunun çözümünde kullanabilen zihinler öne çıkacaktır. Ezberlenmiş tonlarca bilginin, bir problemin çözümünde işe yaramadığı sürece bir ansiklopedi hamallığından öteye geçemeyeceği unutulmamalıdır.

1. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: A
Paragrafta, bilginin çokluğundan ziyade o bilgiyi "anlamlı bir bütün haline getirmek", "sentezlemek" ve "kullanabilmek" gibi becerilerin önem kazandığı vurgulanmaktadır. Bu da ana fikrin A şıkkında doğru ifade edildiğini gösterir.
Uyku, genellikle pasif bir dinlenme durumu olarak görülse de aslında beynin en aktif olduğu ve hayati işlevleri yerine getirdiği bir süreçtir. Gündüz öğrenilen bilgilerin tasnif edilip uzun süreli belleğe kaydedilmesi büyük ölçüde uyku sırasında gerçekleşir. Aynı zamanda, gün boyunca beyinde biriken ve "metabolik atık" olarak adlandırılan toksik proteinler, uyku esnasında temizlenir. Bu temizlik, nörolojik sağlığın korunması ve Alzheimer gibi hastalıkların önlenmesi için kritik bir öneme sahiptir. Yetersiz uyku, sadece ertesi gün yorgun hissetmemize neden olmakla kalmaz, aynı zamanda öğrenme, odaklanma ve karar verme gibi bilişsel yeteneklerimizi de ciddi şekilde sekteye uğratır.

2. Bu parçada uykuyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Doğru Cevap: D
Parçada uykunun bellek, beynin temizlenmesi ve bilişsel yetenekler gibi fizyolojik ve nörolojik işlevlerinden bahsedilmiş ancak rüyalar ve onların psikolojik etkileri konusuna hiç girilmemiştir.
Bir filmin başarısı, çoğu zaman senaryosunun sağlamlığına ve oyuncularının performansına bağlanır. Oysa sinema, görsel bir sanattır ve yönetmenin kullandığı "görsel dil" en az senaryo kadar, hatta bazen ondan bile daha güçlü bir anlatım aracıdır. Bir karakterin yüzüne yapılan yavaş bir yakın çekim, sayfalarca diyalogun anlatamayacağı bir duygusal çöküntüyü seyirciye hissettirebilir. ----. Bu yüzden, iyi bir film izleyicisi olmak, sadece hikâyeyi takip etmek değil, aynı şekilde bu görsel tercihlerin anlamını da okumayı gerektirir.

3. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

Doğru Cevap: E
Boşluktan önceki cümle, "görsel dilin" bir unsuru olan "yakın çekimden" bahsetmektedir. Anlam akışını devam ettirmek için yine görsel dilin başka bir unsuru olan "renk paletinden" bahseden E şıkkı en uygun seçenektir.
(I) İnsan hafızası, bir video kayıt cihazı gibi çalışmaz; anıları olduğu gibi depolamaz. (II) Her hatırlama eylemi, aslında bir yeniden inşa sürecidir. (III) Geçmişteki bir olayı zihnimizde canlandırdığımızda, o anki ruh halimiz, beklentilerimiz ve sonradan edindiğimiz bilgiler, anının orijinal halini farkında olmadan değiştirir. (IV) Bu nedenle, aynı olaya tanıklık eden iki kişinin anlattıkları arasında her zaman farklılıklar olması doğaldır. (V) Psikoloji bilimi, insan davranışlarını anlamak için çeşitli yöntemler kullanır. (VI) Dolayısıyla anılarımız, güvenilir birer tarihi belge değil, zamanla dönüşüme uğrayan kişisel anlatılardır.

4. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

Doğru Cevap: D
Paragraf, spesifik olarak insan hafızasının doğası ve anıların nasıl yeniden inşa edildiği konusuna odaklanmıştır. V. cümle ise bu spesifik konudan saparak "psikoloji biliminin" genel bir tanımını yapmaktadır ve bu nedenle anlatımın bütünlüğünü bozmaktadır.
(I) Yapay zekâ destekli çeviri programları, dil bariyerini ortadan kaldırmada devrim yarattı. (II) Artık bir metni saniyeler içinde onlarca farklı dile çevirebiliyoruz. (III) Bu teknolojik kolaylık, makine çevirisinin insan çevirmenlerin yerini tamamen alabileceği yanılgısını da beraberinde getiriyor. (IV) Oysa dil, sadece kelimelerin matematiksel bir dizilimi değildir; her dil, kendi içinde bir kültür ve duygu dünyası barındırır. (V) Nitelikli bir çevirmen olabilmek için uzun yıllar süren bir eğitim ve yoğun bir pratik gerekmektedir. (VI) Bir makinenin şiirdeki bir imgeyi veya romandaki bir ironiyi tam anlamıyla kavraması imkânsızdır; bu noktada insan sezgisi ve yaratıcılığı devreye girer.

5. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

Doğru Cevap: D
Parçanın ilk dört ve altıncı cümlesi, makine çevirisi ile insan çevirisi arasındaki farkı ve insanın neden vazgeçilmez olduğunu anlatmaktadır. V. cümle ise bu karşılaştırmadan çıkarak "çevirmen olmanın gereklilikleri" gibi farklı bir konuya geçiş yapmaktadır.
Şehirlerin giderek kalabalıklaşması ve betonlaşması, insanları doğadan koparıyor. Bu durumun insan psikolojisi üzerindeki olumsuz etkileri artık bilimsel olarak da kanıtlanmış durumda. Oysa bazıları, teknolojinin ve modern imkânların bu eksikliği giderebileceğini, doğaya ihtiyaç duymadan da mutlu bir yaşam sürülebileceğini iddia ediyor. Bu, temel bir yanılgıdır. Nasıl ki bir bitki topraktan ve güneşten ayrı yaşayamazsa, insan da doğadan ayrı bir şekilde ruhsal ve bedensel bütünlüğünü koruyamaz. Parklar, bahçeler ve yeşil alanlar bir lüks değil, modern insanın en temel ihtiyaçlarındandır.

6. Bu parçanın anlatımında ağır basan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: A
Yazar, bir görüşü ("teknoloji doğanın yerini tutabilir") "Oysa" ve "Bu, temel bir yanılgıdır" gibi ifadelerle eleştirerek kendi tezini ("insan doğadan ayrı yaşayamaz") savunmaktadır. Bu, tartışmacı anlatımın tipik bir özelliğidir.
Stoacılık felsefesi, bireyin kontrol edebileceği ve edemeyeceği şeyler arasında net bir ayrım yapması üzerine kuruludur. Bu felsefeye göre dış dünyadaki olaylar bizim kontrolümüz dışındadır. Bu olaylar karşısında öfkelenmek veya üzülmek boşa bir çabadır. Stoacılar için önemli olan, kontrol edebileceğimiz tek şeye, yani kendi düşüncelerimize ve tepkilerimize odaklanmaktır. Onlara göre iç huzur, dış koşulların mükemmelliğinde değil, bu koşullara karşı geliştirdiğimiz akılcı tutumda gizlidir.

7. Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisi kullanılmıştır?

Doğru Cevap: C
Paragraf, "Stoacılık felsefesi, ... üzerine kuruludur" diyerek "Stoacılık nedir?" sorusuna cevap vermektedir. Parçanın bütünü, bu felsefenin ne olduğunu ve temel ilkelerini açıklayarak bir tanım yapmaktadır.
(I) Bu nedenle, okurun metnin katmanları arasına gizlenmiş anlamlara ulaşmasına yardımcı olur. (II) Eleştiri, bir sanat eserini okur için daha anlaşılır kılmayı amaçlayan zihinsel bir çabadır. (III) İyi bir eleştirmen, eseri hem kendi iç dinamikleriyle hem de yaratıldığı toplumsal bağlamla birlikte değerlendirir. (IV) Eleştirmenin görevi, eseri yargılamak değil, onu çözümlemek ve yorumlamaktır.

8. Yukarıdaki cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturmak için sıralama nasıl olmalıdır?

Doğru Cevap: D
Paragraf, eleştirinin tanımıyla başlamalıdır (II). Ardından iyi bir eleştirmenin ne yaptığı (III) ve görevinin ne olduğu (IV) açıklanmalıdır. "Bu nedenle" diye başlayan sonuç cümlesi (I) ise en sona gelmelidir.
Modern şehir hayatı, bireyi sürekli bir koşturmacanın ve gürültünün içine hapseder. Bu durum, insanın kendine ve düşüncelerine ayıracağı zamanı neredeyse yok eder. Oysa yalnızlık, birçoklarının sandığı gibi korkulacak bir boşluk değil, aksine yaratıcılığın ve öz farkındalığın beslendiği verimli bir topraktır. Newton, veba salgını sırasında kendini karantinaya aldığında yer çekimi kanunu üzerine düşünme fırsatı bulmuştur. Kafka, en büyük eserlerini toplumdan yalıtılmış bir şekilde kaleme almıştır. Bu örnekler, yaratıcı zihinler için sessizliğin ve yalnızlığın, kalabalıkların gürültüsünden daha besleyici olduğunu gösterir.

9. Bu parçada yazar, düşüncesini inandırıcı kılmak için özellikle hangisinden yararlanmıştır?

Doğru Cevap: C
Yazar, yalnızlığın yaratıcılığı beslediği yönündeki ana fikrini desteklemek için Newton ve Kafka'yı somut birer "örnek" olarak sunmuştur.
Nostalji, genellikle geçmişin şimdikinden daha iyi olduğu yanılgısına dayanan, tatlı bir hüzün barındıran bir duygudur. Bu duygu, aslında geçmişin bire bir yansıması değil, hafızamızın seçici bir kurgusudur. İnsan zihni, olumsuz anıları zamanla törpüleme ve silikleştirme, olumlu olanları ise parlatma ve yüceltme eğilimindedir. Bu nedenle çocukluğumuzun geçtiği sokaklar daha geniş, oyunlarımız daha eğlenceli ve ilişkilerimiz daha samimi gibi gelir. Nostalji, zor zamanlarda sığınılacak güvenli bir liman olabilirken, aşırıya kaçtığında ise bugünü yaşamayı ve geleceği planlamayı engelleyen bir prangaya dönüşebilir.

10. Bu parçada nostalji ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Doğru Cevap: D
Paragrafta nostaljinin tanımı, işleyişi ve olumlu/olumsuz yönleri anlatılmış ancak bu duygunun belirli bir yaş grubunda (yaşlılık gibi) daha yoğun yaşandığına dair bir bilgiye yer verilmemiştir.
Plasebo etkisi, farmakolojik olarak etkisiz bir madde veya tedavinin, hastanın onu etkili bulacağına inanması nedeniyle gerçekten de olumlu fizyolojik veya psikolojik sonuçlar doğurmasıdır. Bir hastaya şekerden yapılmış bir hapın güçlü bir ağrı kesici olduğu söylendiğinde, hastanın ağrısının gerçekten de hafiflemesi bu etkinin en bilinen örneğidir. Bu durum, bir kandırmaca veya hayal ürünü değildir; beyin görüntüleme çalışmaları, plasebo alan hastaların beyinlerinde gerçekten de vücudun kendi ağrı kesicileri olan endorfinlerin salgılandığını göstermiştir. Bu etki, zihnin ve beklentilerin beden üzerindeki muazzam gücünü kanıtlar.

11. Bu parça için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: E
Paragraf, baştan sona "plasebo etkisi" kavramını tanımlamakta ve bu etkinin temelinde yatan "inanç ve beklentinin" gücünü bilimsel verilerle açıklamaktadır. Bu nedenle en kapsayıcı başlık E şıkkıdır.
Bir hedefe ulaşma yolunda gösterilen çabanın kendisi, çoğu zaman hedefin kendisinden daha değerlidir. Hedefe varıldığında hissedilen tatmin genellikle kısa sürelidir ve yerini hızla yeni hedeflerin arayışına bırakır. Oysa süreç boyunca öğrenilenler, kazanılan deneyimler, aşılan zorluklar ve geliştirilen karakter kalıcıdır. Bir dağı tırmanmayı değerli kılan şey, sadece zirveye bayrak dikmek değil, tırmanış boyunca karşılaşılan her bir kaya, her bir fırtına ve her bir yorgunluk anıdır. Başarıyı sadece sonuçla ölçen bir toplum, yolculuğun bilgeliğini ve dönüştürücü gücünü gözden kaçırır. Asıl hazine, gidilen yolda toplananlardır.

12. Parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: A
Paragraf, hedefe ulaşmaktan ziyade o hedefe giderken yaşanan sürecin, öğrenilenlerin ve kazanılan deneyimlerin kalıcı ve değerli olduğunu "Asıl hazine, gidilen yolda toplananlardır" diyerek vurgulamaktadır.